İlk filmin günahı olmaz?
--
Öncesinde ve sonrasında bir çok şey öğrendiğim, deneyimlediğim, yönetmenlik koltuğuna oturduğum B.O.K.: Bi O Kalmıştı isimli film ile ilgili görüş ve düşüncelerimi daha önce paylaştığım şekliyle aşağıda alıntılıyorum. En azından burada kalması gereken bir yazı olduğu görüşündeyim.
Sevgiyle,
Yukarıdaki paylaşımı göremeyenler için:
Dün gece tesadüfen öğrendim. B.O.K.: Bi O Kalmıştı bu akşam Fox Tv’de yayınlanacakmış.
Bundan tam 4 yıl önce bu filmi büyük bir heyecan ile çekmiştim. Hazır 4.yılı doldu.. Bi’kaç bilinmeyenden bahsetmek istiyorum.
Esasen, bu filmin ilk filmim olması benim için hüzünden ibaret oldu yıllar boyu.. Bir süre saklamaya, görmezden gelmeye, benim değilmiş gibi davranmaya çalıştım. Sonralarında kabullenip, hatalarımdan ders çıkartmamı sağlaması değerliydi.
19 Yaşında ilk filmini çekmiş olmak iyi bişey miydi? Bence önemliydi. Ama iyi miydi? Bilmiyorum. Keza, benim için bu film bir osuruk komedisi değildi. Hayatımda karşılaştığım bazı durumlara -nacizane eleştirel- bir yanıtı temsil ediyordu. Senaryo iyi değildi, ama filme hazırlanırken, filmi çekerken doğru bir şekilde, güzel şekillendirdiğime inandım. Keza öyle de olmuştu.. Parayı kendi üslubuyla eleştiren bir film yaratmak istedim ancak yola çıktığım bazı insanlar ne yazıkki parayı öne koymayı tercih ettiler. Sonra olaylar gelişti :)
Bana ve projeye inanarak işe girişen insanların, parasını ödemeyen bir yapımcı, benim itibarımı zedelemek adına söylemek aklımdan bile geçmeyecek şeyleri etrafa yayan bir kadro..
Bir taraftan da 19'unun sonlarında hazırlıklara başlayan 20 yaşındaki bir genç, diğer tarafta 30lu yaşlara merdiven dayamış birileri.. (bunun altını istediğiniz gibi doldurabilirsiniz)
FİLMİMİN, ne sinema salonlarında (ve bu akşam tv’de izleyeceğiniz) yayınlanan versiyonunu izledim, ne de filmin galasına davet edildim. (Hoş, bir çok çirkinliğin, emek hırsızlığının yaşandığı filmin galasına zaten gitmezdim. Ama Nezaket, Gelenek, Görgü, Usül, Üslup? adı neyse artık.. ) filmi, aylar sonra satıldığı firmadan boş bir DVD’ye kopyalanarak teslim aldım. O dönem sözleşme gereğince, yapmam ve yapmamam gereken şeylere uymak durumundayım. Ama artık değilim.
Film çekmenin gerçekten istenince yapılabileceğini deneyim ettirdiği, okulda öğrenemeyeceğim bir çok deneyimi 6–7 aylık bir süreç ile öğrettiği için bu filmin -en azından bu anlam içerisinde- değeri başka olacak..
Koşmaya, çabalamaya ve üretmek için çalışmaya inatla devam ediyorum. 4 Yıldır; Biriktiriyorum. Büyüyorum. Öğreniyorum. Gerekirse bir 4 yıl daha sonrasında, daha dikkatli adımlarla en güzel hayallerimi filmler ile anlatmak istiyorum.
Bu yazıyı buraya kadar okuduysanız, sizlere teşekkür ederim. O dönem yanımda olan insanlara, o dönem gece gündüz çabalayan ekip arkadaşlarıma çok teşekkür ederim. Büyüklerin dediği gibi; Gönül isterdi ki, şimdi ki aklımla tanışsaydık.
İyi seyirler,
not: hayalim gerçekleşseydi, bu film FOX Tv’de yayınlanmazdı. Hatta TV’de yayınlanması ihtimal bile olmazdı.
26 Temmuz 2018 ‘Burak Babayiğit